26 Kasım 2011 Cumartesi

Acıklı Hikâyelerin En Komiği !


Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi_ONUR ÜNLÜ 



“İnsan anne babasını seçemez. Fakat bir "aile"nin bireyidir. Bu yalancı bireylik durumu, insanın aslında basitçe bütün hayatında çeşitli şekillerde karşılaşacağı statükoyla girdiği öldürücü işbirliğinin de başlangıcıdır.”

                                                 

Onur Ünlü, Celal Tan ve Ailesinin ‘Aşırı’ Acıklı Hikayesi’nde, belki de yaşadığımız toplumun içinde bizlerin nasıl “çekirdekten” yetişip, bu statükoya kendimizi sabitlediğimizi bize anlatmak istiyor. Celal Tan, Eskişehir’de yaşayan, ünlü bir anayasa profesörüdür, yaşamın içinde karşıdan karşıya geçerken, kurallara harfiyen uyan, risk almak istemeyen ancak insana dair duyguları; kıskançlıkları, korkularıyla da bir o kadar “aşırı”lıkları , absürtlükleri içinde barındıran bir hayat sürmektedir. Diğer aile bireyleri ise esasında, başlı başına birer hikayeyi temsil etmektedir, bu “aile”de.

Onur Ünlü’nün bu yıl, Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Senaryo” ve “Juri Özel Oyunculuk Toplu Performans” ödüllerini aldığı filmi, izleyiciyi farklı bakış / kamera açılarından filme dahil ederek, güldürmekten de geri kalmıyor. Bu filmde sıkça rastladığımız, “aşırı” acıklı hikayeler için döktüğümüz gözyaşları olmayacak, en klişesiyle bol bol “ güleceğiz ağlanacak halimize”. Ölüm klişeleri,aşırı tepkiler ve çoğu zaman tepkisizlikler de, filmde oldukça dikkat çekiyor.

Celal Tan’ı oynayan Selçuk Yöntem dışındaki oyuncu kadrosunun bir kısmı “Leyla ve Mecnun”dan tanıdık, Mecnun’un ak sakallı dedesi rolündeki Köksal Ergün ise bu kez karşımıza son yolculuğuna çıkmadan evvel hummalı bir çalışma içindeki Celal Tan’ın yakın arkadaşı rolünde çıkıyor. Sinema’da da izleyiciler arasında, birlikte izliyoruz filmi ve sanıyorum yoğunlukla gençlerin doldurduğu salondaki kahkahalar, güzel geri dönüşler olarak zihninde yer ediyor..
Filmdeki 13+ uyarısı, oldukça yaratıcı karelerle karşımıza çıkan “bize” ait küfürlerden dolayı olsa gerek, Ünlü bu anlatımıyla da aslında “İnsan, insandır.” deyişini vurgulamayı, film boyunca sürdürüyor. Bu yaşananlarsa, mutfak kapıları ardında ya da ‘aman kimse duymasın’ kaygısı taşımadan, evin küçüğü karşısında ailenin “salonu”nda gerçekleşiyor.

Filmde , Altın Koza’da da layık görüldüğü gibi etkileyici bir ‘toplu performans’ sergileniyor, başından sonuna kadar ve toplumun “alıştığımız” yapı taşı olan ailenin bireylerinin, aile oldukları için “birey”selliklerinden nasıl da uzaklaşabildikleri ve düzene sorgusuz ait olduklarını gözlemliyoruz. Yoğun vurgulu klişelerinin zıtlığında alışılmışın dışındalık vurgusuyla, size güzel zaman geçirttirecek ama izledikten sonra da afişteki tersine dünyalığı düşünmeye itecek değerli bir film..

“Size Yakın Bir Sinema’da” en yakın zamanda izleyin..


İyi Seyirler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder