Blue
Jasmine_Woody Allen
Hayatımızdan, karşımıza çıkanlardan sorumluyuz. Ne kadar
sorumluluk sahibi olduğumuz ise elbette değişiyor bize göre ancak sebeplerimiz
‘öte’lerde bir kaynaktan gelmiyor. Basbayağı günümüz bilimi de ‘fark edin
artık’ dercesine gözümüzün önüne seriyor, "Yaptıklarınızın sonucundan başka bir şey yaşamazsınız!"
seslenişini.
Woody Allen son filmi Blue
Jasmine (Mavi Yasemin) ile bu dile gelen ‘sistem’i güzel bir kurgu ve samimi
bir senaryoyla beyaz perdeye taşıyor. Bir de üzerine “ne oldum değil ne
olacağım demeli” sözü de filmin merkezini oluşturuyor.
Son dönem Woody Allen filmleri
pek didaktik çıkarımlar yapılmayan, zevkle şehirde turistik gezi
yapıyormuşcasına kendine seyirciyi dahil eden, oldukça samimi filmlerdi. Allen
son filmi Mavi Yasemin’de, aynı samimiyeti korumakla beraber, hayat dersi
verircesine eski ismi Jeanette olup, yeni Benliğini Jasmine olarak kurmaya çalışan bir kadının hayatına
bizi dahil ediyor. New York sosyetesinin gözdelerinden Jasmine’nin , parasının
hesabını bilmeden sürdürdüğü sefahat içindeki hayatı bir telefonla değişir. Kalan
hayatını ise gösterişli bavullarına sığdırdığı tüm kalan mal varlığı ile
kurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Bunu San Fransisco’daki kardeşinin
yanında yapmaya çalışacaktır.
Woody Allen’ da bu kez Avrupa’dan
memlekete dönüş var. Yer San Fransisco.
Jasmine rolünde Cate Blanchett
ise müthiş performansıyla adeta filmi sırtlanıyor. Klişe olarak değerlendirilebilecek
bir senaryo, onun yüzünde bambaşkalaşıyor; yaşının kadınını oynaması ve
yılların yüzündeki yansıması öyle bir doğallık ve güzellik katıyor ki filme,
bireysel Oskar Ödülüm’ün böylece en iyi kadın oyuncu dalında sahibi oluyor.
Allen da yine geri dönüşlerle
beslediği filmindeki ‘herşeyi gün yüzüne çıkaran’ vurucu sahnesiyle deyim yerindeyse
filme imzasını atıp, “Woody Allen filmi” dedirtiyor.
Filmin ismine gelirsek, o da
oldukça anlamlı. Mavi Yasemin, aslında yasemin familyasından bir bitki değil. ‘İsmi’
yasemin olsa da. Bununla beraber yasemin bitkisindeki o kendinden söz ettirir
koku, Mavi Yasemin’de yok. Mavi Yasemin kokusu olmayan bir çiçek. Sıfata
odaklanırsak da, orijinali ingilizce olan “Blue Jasmine” ismindeki ‘blue’
ingilizcede hüznün ifadesi olarak da kullanılıyor. Allen’ın ses getiren bu son
filmine “isminde saklı bir film” demek de uygun olacaktır bu nedenle.
Hayatı’m’ızın B’izim
kurgumuzdan öte bir kurgusu yok. Elbet yaptıklarımız, seçtiklerimiz, dilediklerimiz,
kısaca beynimizde ürettiklerimizin sonucunu alıyoruz, alacağız. Sistem bu.
Dalgalar aracılığıyla ‘kablosuz’ iletişim halindeki beyinlerimizden öte bir ‘sebep’
yok, B’ize yansıyanlarda.
Bana izlerken bu sistemi hatırlatan,
müzikleriyle, çekimleriyle ve olmazsa olmaz kadın-erkek ilişkisindeki
anlayışına yaptığı vurgu ile bir Woody Allen filmi olan Blue Jasmine görülmeye
değer.
İyi seyirler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder