7 Kasım 2013 Perşembe

Blue Jasmine_Woody Allen



Blue Jasmine_Woody Allen

Hayatımızdan, karşımıza çıkanlardan sorumluyuz. Ne kadar sorumluluk sahibi olduğumuz ise elbette değişiyor bize göre ancak sebeplerimiz ‘öte’lerde bir kaynaktan gelmiyor. Basbayağı günümüz bilimi de ‘fark edin artık’ dercesine gözümüzün önüne seriyor, "Yaptıklarınızın sonucundan başka bir şey yaşamazsınız!" seslenişini.

Woody Allen son filmi Blue Jasmine (Mavi Yasemin) ile bu dile gelen ‘sistem’i güzel bir kurgu ve samimi bir senaryoyla beyaz perdeye taşıyor. Bir de üzerine “ne oldum değil ne olacağım demeli” sözü de filmin merkezini oluşturuyor.

Son dönem Woody Allen filmleri pek didaktik çıkarımlar yapılmayan, zevkle şehirde turistik gezi yapıyormuşcasına kendine seyirciyi dahil eden, oldukça samimi filmlerdi. Allen son filmi Mavi Yasemin’de, aynı samimiyeti korumakla beraber, hayat dersi verircesine eski ismi Jeanette olup, yeni Benliğini Jasmine olarak kurmaya çalışan bir kadının hayatına bizi dahil ediyor. New York sosyetesinin gözdelerinden Jasmine’nin , parasının hesabını bilmeden sürdürdüğü sefahat içindeki hayatı bir telefonla değişir. Kalan hayatını ise gösterişli bavullarına sığdırdığı tüm kalan mal varlığı ile kurmaktan başka seçeneği kalmamıştır. Bunu San Fransisco’daki kardeşinin yanında yapmaya çalışacaktır.

Woody Allen’ da bu kez Avrupa’dan memlekete dönüş var. Yer San Fransisco.

Jasmine rolünde Cate Blanchett ise müthiş performansıyla adeta filmi sırtlanıyor. Klişe olarak değerlendirilebilecek bir senaryo, onun yüzünde bambaşkalaşıyor; yaşının kadınını oynaması ve yılların yüzündeki yansıması öyle bir doğallık ve güzellik katıyor ki filme, bireysel Oskar Ödülüm’ün böylece en iyi kadın oyuncu dalında sahibi oluyor.

Allen da yine geri dönüşlerle beslediği filmindeki ‘herşeyi gün yüzüne çıkaran’ vurucu sahnesiyle deyim yerindeyse filme imzasını atıp, “Woody Allen filmi” dedirtiyor.


Filmin ismine gelirsek, o da oldukça anlamlı. Mavi Yasemin, aslında yasemin familyasından bir bitki değil. ‘İsmi’ yasemin olsa da. Bununla beraber yasemin bitkisindeki o kendinden söz ettirir koku, Mavi Yasemin’de yok. Mavi Yasemin kokusu olmayan bir çiçek. Sıfata odaklanırsak da, orijinali ingilizce olan “Blue Jasmine” ismindeki ‘blue’ ingilizcede hüznün ifadesi olarak da kullanılıyor. Allen’ın ses getiren bu son filmine “isminde saklı bir film” demek de uygun olacaktır bu nedenle.

Hayatı’m’ızın B’izim kurgumuzdan öte bir kurgusu yok. Elbet yaptıklarımız, seçtiklerimiz, dilediklerimiz, kısaca beynimizde ürettiklerimizin sonucunu alıyoruz, alacağız. Sistem bu. Dalgalar aracılığıyla ‘kablosuz’ iletişim halindeki beyinlerimizden öte bir ‘sebep’ yok,  B’ize yansıyanlarda.

Bana izlerken bu sistemi hatırlatan, müzikleriyle, çekimleriyle ve olmazsa olmaz kadın-erkek ilişkisindeki anlayışına yaptığı vurgu ile bir Woody Allen filmi olan Blue Jasmine görülmeye değer.

İyi seyirler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder