Bayram Gezmesi: ESkişehir
Malumunuz ‘modern
seyyah’ olmayı düstur edinen birçoğumuz için tatil sonları, bir sonraki gezi
planlarının başlangıcını oluşturur. Yurtiçinde kısa süreli gezi planlarının en
üst sıralarından Eskişehir, size tavsiyemdir bir sonraki soluklanmanız ve
keşfiniz için. Hatta kendime de not düştüm bir sonraki gidiş için görülecekleri.
Geç keşfimdir,
yenilenmiş yüzüyle, ‘güzelliğine güzellik katmış’ haliyle Eskişehir. Haydarpaşa’nın
kapanmasıyla, hızlı trenin açılışına ertelediğim gezi, Ankara’dan kısmet oldu
Bayram şekeri tadında. Arabayla daha uzun ve yorucu olacak yolculuk, YHT (Yüksek
Hızlı Tren) ile bir buçuk saati geçmedi. Ortalama saatte 200 km hızla oldukça
konforlu bir seyahat oldu.
Eskişehir’de ‘en
uzak’ bile bizim yakınımız. Yürümekle aranız yoksa, toplu taşımanın en konforlu
ve pratik hali ile hayatınızı kolaylaştıran bir şehir burası. Hemen her yere
ulaşan tramvay şehrin pratikliğini, Porsuk üzerindeki kanal tekneleri şehrin
zerafetini, otobüsler de kolaylığının simgesi adeta. Biletleri ‘ilerideki yeşil
kulübe’den alınıyor. Özellikle şehri keşifse amaç, araba ancak külfet olabilir
insana burada. Eskişehir deyince, öncelikle müthiş bir huzur hissi kaplıyor
insanın içini, farketmeden bir tebessüm beliriyor yüzümüzde. Gardan inip hemen
sola yürümeye başlıyoruz, tramvay yolunu görünce onu takip ettiğimizde zaten
meşhur Doktorlar Caddesi’ne (İsmet İnönü Caddesi) çıkıyoruz. Hayatın
hissedildiği cadde burası, alışveriş için de ideal. Ortasında Kanatlı Alışveriş
Merkezi var, çok gösterişli değil, sırıtmıyor. Sol paralelinde Barlar Sokağı,
Sağ paralelinde ise Porsuk var. Eskinin sebze-meyve hali, şimdinin Gençlik
Merkezi, küçük dükkanların olduğu ortak alanında keyif yapılan, bahçesi de olan
sıcacık bir mekan, dekorasyonu ise sıcacık ve çok estetik. Buraya Doktorlardan
sola dönünce ulaşıyoruz, Zübeyde Hanım Caddesi’nden geçiyoruz. Zaten Haller
Gençlik Merkezi de ana caddeler Üniversite Caddesi ve Cengiz Topel’in
kesişiminde. Bir ucunda Anadolu Üniversitesi diğer ucunde Porsuk’un Köprübaşı
var.
Eskişehir, hayallerin elle tutulduğu, dilenenin olduğuna kanıt bir şehir. Şehri anlatırken Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Yılmaz Hoca”dan bağımsız anlatmak mümkün değil. Yılmaz Hoca’nın hayal dünyasının içinde buluyoruz kendimizi, öyle zarafetle taçlandırmış ki Porsuk’u. Adalar diye anılan mevkisinde rengarenk köprüler, Porsuk’un iki yanında sonbaharın ilhamı sarı, yeşil tonları yapraklar ve onların arasında banklar var. Dilerseniz, bankalarda dilerseniz cafelerde keyif edebiliyorsunuz. Köprübaşı’na gelmeden Göksu İş Hanı önünden isterseniz Gondol’a binip Porsuk üzerinde şehri gezebiliyor, dilerseniz de Köprübaşı’ndan ESbot’la Kentpark tarafında da gidebiliyorsunuz. Gündüz ağaçları, renkli köprüleri ve heykelleri ile insana ilham veren Porsuk, gece de zarif ışıklandırmalarıyla adeta insanı büyülüyor.
Kentpark Esbot’la
yaklaşık yarım saatte vardığınız yeşil bir alan. Meşhur kumsallar da burada.
Ayrıca burada Kırım Çibörek’te Çibörek molası adeta burada hacı olmanın farzı.
Hemen küçük bir not Çiğbörek değil, Çibörek. Yani Kıpçak lehçesinde “leziz,
enfes” demek olan ‘Çi’den gelen bir isim, sipariş verirken de dil alışkanlığı
çıkmak isteyen“ğ”leri yutmak gerekiyor.
Parklarıyla,
sakinliğiyle en çok da güleryüzlü, turist sever insanlarıyla huzuru
hissettiren, öğrencilerinin çokluğu ve yine yerlilerinin tavırlarıyla, özgür
ruhunu gösteren ferah bir şehir Eskişehir.
Tarihi dokusu, itinayla “güzelleştirilmiş”
ve bir çok yenilikle perçinlenmiş. En eski yerleşim yeri Odunpazarı bölgesi’nde,
hemen hiçbir yerde ‘restorasyon’ kelimesi geçmiyor. “Güzelleştiriyorlar”
bakımsız evleri, özgürlük evlerin duvarlarına yansıyor, tam bir renk cümbüşü. Eskiden
gelen Lületaşı, Cam işçiliği gibi el sanatları korunuyor, ayrı ayrı müzelerde
seyre sunuluyor. Odunpazarı’nın adeta göbeğinde Kurşunlu Külliyesi, tüm
görkemiyle geleni selamlıyor. Eskiden Mevlevihane’de olarak kullanılmış bu
alanın kervansaray kısmının Mimar Sinan eseri olduğu bilinmekteymiş. Odunpazarı’nın
girişindeki Atatürk Lisesi, eski Millet Meclisi mimarisine sahip, benim içinse ‘annemin
okulu’ olma özelliğini taşıdığından daha bir değerli. Önündeki çeşme
güzelliğine güzellik katmış Lise’nin. Odunpazarı’nın en güzellerinden olan
Atlıhan’da alışveriş yapmadan, ŞelalePark’a tırmanmadan, İnciBörek’te haşşaşlı
poğaça yemeden ayrılmak oldukça zor. ŞelalePark tüm şehri tepeden seyir imkanı
sunan, özenle tasarlanmış bir yeşil alan.
Yeşili bol bir
şehir Eskişehir, tramvay geçmeyen belki de nadir noktalarından biri Sazova. Buraya
otobüs ya da dolmuşlarla gitmek çok kolay. Ortada bir gölet ve etrafında
çocukluk hayallerine dokunabildiğimiz Pembe bir Şato, Korsan gemisi, Uzay
merkezi var. Hepten çocuk oluyoruz, konuşmalarımız, yürüyüşümüz değişiyor adeta
burada. Nuh’un gemisine binip, uzaklara bakıyoruz, kuğular ördeklerle gölette
fotoğraflar çekiyor, Korsan Gemisi’nin dümenine geçiyoruz. Tüm parkı dolaşan
trenle dileğimiz istasyonda iniyoruz.
Bir şehri
böylesine süslemek, bizleri büyülüyor.
Görülecekleri
dışında, yaşanacak kısımları da oldukça fazla şehrin. Muhakkak ve muhakkak
uğranması ve hikayesi okunması gereken mekanların başında Varuna Gezgin Cafe
geliyor. Dünyayı duvarlarından geziyor insan. Barlar sokağında nasıl müzik türü
hoşunuza gidiyorsa onu dinleyip, hangi ülkenin birasını seviyorsanız onu
içmeniz mümkün. ESpark alışveriş merkezi tarafında kalan 212 ise gecenin ne
kadar uzun sürebileceğinin keyifli bir örneği. İçinde şık restaurantlar ve konser alanları var. Yemek tavsiyesine gelince, Balaban için tek adres
veriyorum, Belediye’nin arkasında Ziraat Bankası köşesinden girince, Abdüsselam
Kebap Salonu küçük bir arada Eczane’nin yanında çıkacak karşınıza. Kebap Salonu
deyince çok büyük bir alan gelmesin aklınıza, sıcak ve babadanoğula geçen
tarihi bir lezzet mekanı burası.
Anlat anlat
bitmez bir şehir Eskişehir. Başka bir ülke. İstanbul’un yorgunluğu, Ankara’nın kalıplara
sığdırılmış, ciddi duruşu yok burada. Genç, dinamik, özgür bir şehir. Asi,
savruk da değil, genç deyince akla gelen gibi. Düzenli, komforlu bir şehir. İnsana
değer veren, adeta partilerden uzak ama apolitik olmayan, yapılan çalışmalara,
düşünen beyinlere şükran sunulan bir yer burası. Hele ki de bir oyun
arkadaşınız varsa çocukluğunuzu doyasıya yaşayabileceğiniz, hastalıkta,
sağlıkta yol arkadaşınız olarak kalacak olanla yürüyerek keşfedebileceğiniz,
dostlarınızla güvenle eğlenebileceğiniz, yüzünüzde sebepsiz tebessümünüzle
zevkle dolaşabileceğiniz bir ışıltılı şehir EsESkişehir.
Eskişehir’in
havasını doldurmalı ciğerlere, zihne ve bunun elçiliğini yapmalı diğer
şehirlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder