3 Eylül 2013 Salı

Farkettiniz mi ?

Farkettiniz mi ?




Hayatımız ne kadar da ‘renk’lendi son dönemde. Birileri boya çalıyor hayata, kendi nasıl görmek istiyorsa, başkası da öyle görsün istiyor. Kırmızı ve gri kullanımları yaygın, toprak kırmızıya boyanıyor, en ‘organik’ hali kullanılıyor kırmızının. Beton grisi bürüyor etrafı , her yeni gün yeni bir ‘gri’yle uyanıyoruz, namussuz en çok da yeşilin üzerine yakışıyor.

2000’lerin başında Ortaçgil’in Gece Yalanları albümünde “Farkedin !” dercesine melodileştirdiği
‘Farketmeden’ şarkısındaki ‘resimsiz ressam’larla doldu etraf. Hiç sormadan uyuyanlar uyanınca görüyorlar, siyah olmasa bile griye boyanıyor dünya. Sonra ‘verimsiz ressam’lara bir soran çıkıyor, eski renklere kavuşuyor farkedebilenler “usule uygun şekilde”.

Cihangir’de geçen hafta yaşanan ‘merdiven operasyonu’ son dönemde tanık olunanların kısa süreli bir özeti belki de.

Düşman ikiz kardeşlerin hikayesidir her basamakta o merdivenlerde yükselen.İkiz Kardeşler ve düşmanlar. Tüm zıtlığı ile B’ir olmuş bütün.

Kardeşlerden biri renkleri bütünlükle sahiplenmek istiyor, biliyor ki biri eksik oldu mu o renklerden bütünlük kayboluyor. Renkleri bir arada görmeye alışmış, doğal’a bakmaya doğa’ya bakmaya alışmış, İnsan’a bakmaya alışmış. İnsanlardaki bir yana insanın içindeki çeşitliliği ve bu çeşitliliğin getirdiği uyumu gözlemlemiş. Bir rengi diğerinden üstün görmemiş. Alışkın değil tek renkle resim çizmeye.
Diğer kardeşse, renkli kalemlerini almak istiyor elinden düşmanın (!). Hiç bakmamış kendi yüzünü göreceği ikiz kardeşinin yüzüne. Vücudunu tanımamış, etrafını gör’memiş. Tanımamış kendini, yaptıkları olmuş kendisi. İnsan’ı bilmemiş. Griliği, belirsizliği, bilmemeyi düstur edinmiş. Bilmek, sorgulamak, öğrenmekten geçer ya. En iyi bilen kendi olduğundan o yolu hiç görmemiş. İkizi de kendi gibi olsun istemiş.

Merdivenler bu ikizlerin kavgasıdır.

Gezi için yaşananlar, Gezi'den beri yaşananlar.
Bu renkler sahiplenildi ve şehre de yansıtıldı, siyah beyaz Tv'ler, gazeteler reddedildi. 'Canlı' yayınlar izlendi. Mavi Kuş’un cıvıltısı duyuldu dört bir yanda. Renkleri kurtarmak için, insan’ı unutturmamak için.

Renklerle griyi, belirsizliği, üstünü örtmeleri, savuşturmanın savaşı bu. Doğal olanın Doğa'dan olanın yansımasını görmek istemenin ve fark edebilenlerin, fark ettirmek de istemelerinin çabasıdır. Toprağı da doğal rengine bırakıp, kan dökmek istemeyenlerdir, püskürtülmek istenenler. Renkleri gri gaz bulutları ile örtmek istemektedirler.

Belki verimsiz ressam, tek kalemli ikiz de farkeder, kardeşidir gözünün önündeki, kendinden gayrı olmayan. En grisinden betonların inşaa edilmiş ego duvarlarını yıktığında ve burnuna gelen o kan kokusundan tiksindiğinde.

Tek renk veren, yapay ışık kaynağı ampuller elbet patlayacak doğal olan insandan yansıyan olarak kalacaktır. Renkleri olduğu gibi B’irarada kılan. Tüm grilikler, belirsizlikler kalktığında gelecektir huzur en yakın dostu barışla beraber.


Ve bunlar parlak renkli kalemleri olan Umut’un sözleridir sadece..

                                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder