5 Mayıs 2013 Pazar

Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian




Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian 
Dost Meclisi


Geçtiğimiz hafta TİM MaslakShowcenter’da Sezen Aksu ve dostlarıyla, başta Fahir Atakoğlu ve Ara Dinkjianolmak üzere, rehabilitasyon için bir araya geldik. “Kavgadan, çelişkidenhoşlanmayan insanlar” olarak oradaydık ve birbirimizi “anlayarak” geçireceğimizbir gece için oradaydık. Aksu şarkıları en duru haliyle kulaklarımızdanzihinlerimize doğru yeniden bestelendi adeta. Dost meclisinde, sohbetlerinarasına serpiştirilen melodiler bu kez seyirci ile buluşuyordu. Sezen’inistediği olmuştu sonunda ve bunu çok sevmişti. Fahir Atakoğlu, piyano veperküsyonda; Ara Dinkjian, udunun başında, Sezen ise nefesi ile bizimleydi. Geçmişten,anılarıyla gelen şarkılar, güncelleniyordu, sanki ilk kez duyuluyor veyenileniyordu duyulmuşlar. ‘Yeniliğe Doğru’ yolunu tutmuş bu gecenin özetini ise Sezen’innotalarıyla buluşan Mevlana satırları oluyordu: “Dün Dünde Kaldı Cancağızım- Bugün Yeni Şeyler Söylemek Lazım” Bulanmadan,dupduru akıyordu melodiler B’izde.

Fahir Atakoğlu, gün belki debugündürü hatırlatırcasına ‘Günahlarımızı, Yıkanacak ahlarımızı’ bizehatırlatarak gecenin açılışını yapıyordu. Gün belki de gelmişti, zamanaklayacaktı, üzgün halimizi, “Dargın Değilim” dedirtecekti bize, yaşanmışlıklarımıza. AraDinkjian da ardından ‘saz’ıyla karşıladı Sezen Aksu’yu. Ay Hilaldi, ruhumuzşişeden “Lal” içiyordu. Bense ‘ annemin sesiyle uyandığım’ hergüne şükrümü yineliyordum. Bu kızı o büyütmüştü. Şimdi ise yeni’den banagelmişti sıra; ‘Kor ateşlerde yürütmeli, değirmenlerde büyütmeli’ydim bu kızı. “Farkınday(d)ım”. Bu farkındalığı yanımda ‘Ömrüme ömür diyekattığım’la, ‘Uçurum uçurum gözlerine baktığım’ belaların en güzeli “Belalım”la yaşıyordum. ‘Hediye gibi gelmiş,İyi ki gelmiş, hoşgelmişti.’
Sezen de bize “Hoş geldin” diyordu adeta. ‘Hiç ummazken’ evine misafirliğegelmiş gibiydik beraber, ikram olarak pasta börek yerine, onun da öğütlediğigibi “mutlu anlarımızı çoğaltan” ruhumuzu besleyen şarkıları katık ediyorduk. Sezen’indostları da uğruyordu aramıza katılıyordu, melodileriyle. Kemençe üstadlarındanDerya Türkan, perküsyon dehalarından Zohar Fresco ile ikramlar zenginleşiyordu.“İstanbul” u saçlarını dağıtırken beraber seyrediyorduk. “Alaturka” başlıyordu ardından. Vasfiye Teyze’nin de salonda olmasıyla artankahkahalar, “Kayıp Şehir”den gelen misafirle beraber, gözyaşlarıylakarışıyordu. Sezen için misafirden öte, kardeşten yakın Ayta katılıyorduaramıza. Sezen “bugüne kadar sizi hiç yanıltmadım, ben Ayta’nın referansıyım”diyordu. İlkelliğimizin, içimizdekine ‘öteki’ deyip, kendimizi O’ndan üstüngösteren bu olgunlaşmamış halimizin bu dünyada tekamülünün verileceğine olaninancıyla Ayta’nın elini hiç bırakmadan mikrofonu veriyordu. Ayta “Kapılmışgidiyordu, bahtının rüzgarına”. Hatırlamalıydık, ‘yolculuk var’ hepimiz için erya da geç. Esas olan rüzgarı doğru alıp, yola koyulmak.
Huzuruna çıkılacak “Hakim Bey”in peşine düşüp, savunmamızı ona verecek olmanıngafletine düşmek yerine. B’izde hakimiyetini sürenin keşfine çabalayıp,tekamülümüzü bulmak olmalı çabamız. Kendi varlığımızda olanı dahi görmeyip,kendimizden ‘öte’ hiyearşiler yaratıp, ‘var’ sarmak olmalı en büyükilkelliğimiz. Halbuki Sezen’in de dediği gibi “Bir büyük gözaltı hayatımız” veher şeyden öte aslında “Vicdan ilahi bir takiptir” B’ize ‘öte’si Yok.

Tüm bu farkındalıkların,yenilenmelerin bu misafirliğin “Kutlama”sı yapılıyordu, herkes evlerine dağılmadan önce. Her gelişi aynı görünenancak her gelişinde yeniliği ile dönüştüren, Bahar’ı kutluyorduk beraber. Burnumaçiçek kokuları doluyordu, gözlerim güneşten kamaşıyordu adeta. Hafiften esenrüzgar uçuşturuyordu etekleri, Sezen dans ediyordu dostlarıyla. “İyi kigeldiniz, iyi ki varsınız” diyerek. Bizse sürsün bu kutlama hali, ‘içimizyıkansın’ iyice istiyorduk. Gecenin kapanışı da güncelleniyordu belki de bunedenle. Onno Tunç’a selam ederek, gece “Kavaklar” ile sonlanıyordu. Sezen, Onno’ya olan aşkını haykırıyordu adeta, ıslıkmisali usulca Onno’nun ruhuna ulaşacaktı belki de sesi. Aşkının anısıylayaşayan Sezen anlatırken, ben de kendi sözlüğümde Aşk’ın karşısına yeni birtanımlama eklerken buluyorum kendimi farkında olmadan; “Aşk, uykudan uyandığınızda,yanınızda O’nu görüp, hesapsızca şükretmektir O’na.”
Şükrümüz daim, tekamülümüzbu dünyada nasip olsun inşallah, diye zihnimde yinelenerek bitiyor gece. Burehabilitasyon buluşmalarını kaçırmayıp, Sezen’e misafir olun, dost meclisi pekçok şey öğretiyor insana, fark ettiriyor. Siz de meşke dahil olun derim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder