"TÜM DÖNÜŞÜMLER, GRUPLAŞMALAR, 'SAF' TUTMALARIN İÇİNDE,
KARŞILAŞTIRILANLAR, YANYANA AYNI DUVARI 'RENK'LENDİRİLİYOR..."
KARŞILAŞTIRILANLAR, YANYANA AYNI DUVARI 'RENK'LENDİRİLİYOR..."
http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/sahne/2012/06/01/karlismalar-yahut-karsilasamamalar
http://mimesis-dergi.org/2012/06/karsilasmalar-yahut-karsilasamamalar/
“Sahi, o kadar yabancı mıyız? Sahi hiç karşılaşmadık mı biz? Ne dersin, uzak olduğumuz kadar da ‘aynı’ olabilir miyiz?”
18. İstanbul Tiyatro Festivali
kapsamında ilk gösterimi ile izleyici karşısına çıkan “Karşılaşma/lar”
30-31 Mayıs tarihlerinde Kadıköy Haldun Taner sahnesinde oldukça ’ses’
getirecek şekilde sunuldu.
BGST (Boğaziçi Gösteri Sanatları
Topluluğu) sezonun son oyununu, seyirci de dahil neredeyse tüm ekip
Festival’de tam da bu kapsama yaraşır şekilde sahneye koydu. Bir çok
tanıdık yüz sahnedeydi, sadece benim için; arkadaşlarımı izleyebildiğim
için değil, hiç BGST oyunu izlememişler için de yüzler çok tanıdıktı;
‘karşı’larımızda durmalarına alıştığımız, aslında yanımızda ‘bizim’le
olan birçokları ile ‘karşılaşma’mızdı sahnedeki.
Son’unu daha ilk sahneden ortaya koyarak
seyirciye adeta ‘buyurun cenaze namazına’ diyerek perdesini açtı,
Karşılaşma/lar. Ünlü işadamı, inşaat sektörünün önde gelen isimlerinden,
‘laik’, cumhuriyetin ‘yetiştirdiği’ zengin Rauf Bey’in cenazesinde bir
mektupla ortaya çıkan, bölünmüş hayatların buluşmaları üzerine kurulu
hikâyede, aslında evlatlık olmadığını öğrenen, kimilerine göre ’sevginin
meyvesi’ kimilerine göre ise ‘utancın simgesi’ Estetik Cerrahı
Mehmet’in ailesini keşfetme öyküsü, Türkiye’nin dönüşümü üzerinden ve
toplumdaki yansımalarıyla oldukça enerji yüklü bir örgüyle ifade
olurken, toplumdaki yansımalar, Mehmet ile beraber, ablası ‘yeni’
burjuva, ‘inançlı’ Sümeyra ve çevresindekiler, kardeşi ‘eski’
sosyalistlerden, ‘emekçi’ Salih ve mesai arkadaşları ile vücut buluyor.
Hikâye, geniş oyuncu kadrosunun, sahne
üzerinde geride duran orkestranın melodilerine eşlik ederek,
sözcüklerden zaman zaman daha baskın dans figürleriyle ortaya koydukları
performanslar ile oyunun dinamizmini oldukça artırıyor. Türkiye’nin
tarihi replik aralarında, yer yer kahkahalara boğan şekilde, yer yer
gerçeklerle adeta tokat misali yüzleştirecek şekilde öyküleştirilirken,
yansıtıcıda da “Ümraniye” dönüşüyor, “Zonguldak” hatırlanıyor,
’soru’nlar artıyor, “Kürtler” geliyor, başlıklı fotoğraflarla
destekleniyor!
Karşılaş(tır)ma/lar, çok yönlü bir
şekilde, insanı anlatıyor, seçimleri, kendilerine ait öncelikleri,
uğruna çabaladıkları ile. Herkes kendini ‘koruma’ çabasında, kendi
‘hakkını’ savunma derdinde, ama çoğunlukla da karşısında üzerinden
kendini ifade etmekte. Aynı yöne baktıkları düşünülenlerin bile
farklılaşmaları, birbirlerinden fersah fersah uzak duranların ise,
‘aynı’lıkları. Hemen herkes kendi ‘mahalle’siyle oradaydı. Özellikle
geçtiğimiz 1 Mayıs’ta birçoklarının duyduğu “Antikapitalist Müslüman
Gençler” de.
Tüm dönüşümler, gruplaşmalar, ’saf’
tutmaların içinde, karşılaştırılanlar, karışıyor birbirlerine, yanyana
aynı duvarı ‘renk’lendiriliyor ve herkes aynı noktaya bakıyor,
‘karşı’dakini görmüyor, gözlerini yere dikiyor, kendi ile yüzleşiyor !
Festival’de izlememiş olanlar için oyun 9 Haziran’da (19:00) Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde sahnede olacak.
Karşınıza alın izleyin, izlerken yanınızdakini ve hatta içinizdekini göreceksiniz !
Keyifli seyirler !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder